FETÖ
-
Hukuki bir değerlendirme: KHK’lılar için tünelin ucundaki ışık görünüyor mu?
- 21 Ağustos 2023
- Yayınlayan: icshukuk
- Kategori: İş Hukuku
2 yorum
Hukuki bir değerlendirme: KHK’lılar için tünelin ucundaki ışık görünüyor mu?
- 21 Ağustos 2023
- Yayınlayan: icshukuk
- Kategori: İş Hukuku
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (KHK) İLE KAMUDAN ÇIKARILANLARA DAİR HUKUKİ DEĞERLENDİRME
15 Temmuz darbe girişiminden sonra olağanüstü halin ilan edilmesiyle, terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları değerlendirilen memurlar OHAL KHK’ları ile, 375 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmışlardır. Bu şekilde kamu görevinden çıkarılanlar 685 sayılı KHK ile kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvurmuşlardır. Buradan olumsuz cevap almaları halinde ise idare mahkemelerinde iptal davası açmışlardır. Devamında ise ne yapılması gerektiğini detaylıca anlatacağız bu yazımızda.
Kısa adıyla KHK olarak bilinen bu düzenleme OHAL döneminin son bulmasıyla ; OHAL KHK’ları ile kamu görevinden çıkarılmanın yasal olarak önü kapanmıştır. Ancak 31/07/2018 tarih ve 30495 Sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname geçici 35. madde eklenmiştir. Bunun anlamı 3 yıllık süre için çıkarılmış olan KHK nın son tarihi olan 202ı tarihinden itibaren düzenlemeye eklenen Geçici 35. Madde ile uygulaması 31. Temmuz 2024 ‘e kadar uzatılmıştır.
375 Sayılı KHK Ne zaman yayınlandı?
375 sayılı KHK 31/07/2018 tarihinde Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
375 Sayılı KHK’nin geçici 35. Maddesi Terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olan kimselerin bir daha kamu hizmetine kabul edilmeyecek şekilde ilişiğinin kesilmesini düzenleyen maddedir.
‘İlgili maddenin memurları ilgilendiren kısmı ise B bendidir. B bendi;
Yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
- 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- 10/3/2011 tarihli ve 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- Milli Savunma Bakanına bağlı personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
- 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla; yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanuna tabi personel ise yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kurumlarında üniversite yönetim kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır.
- Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
- 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Bu maddenin (A) fıkrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fıkradaki usule göre yapılır.
- Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel,
birim amirinin teklifi üzerine, atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır. ‘
Şeklinde yazıldığını görmekteyiz.
Kamu Görevinden Çıkarılanlar için; Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara;
Üyeliği, Mensubiyeti, İltisağı, İrtibatı olması şartları aranmaktadır. Bu şartların tespiti ile görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemez; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.
Birinci paragraf uyarınca Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden çıkarılanların, mahkeme kararı aranmaksızın, karar tarihinden geçerli olmak üzere rütbe ve memuriyetleri geri alınır, bu kişiler yeniden kamu görevlerine kabul edilmez ve on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bu paragrafta sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu paragraf hükümleri uygulanır.
Bu fıkraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz. Silah ruhsatına dair AYM ‘nin eğer suç teşkil eden bir fiilde kullanılmadı ise buna dair işlemin, iptaline karar vermektedir.
Bu fıkrada öngörülen usuller uyarınca, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek idari işlem tesis edilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılanların itirazları üzerine yapılacak değerlendirme sonucunda görevlerine iadesine ilişkin işlemler aynı usullerle yapılır.
Bu kapsamda görevine iade edilenlere kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir.” Denilmektedir.
BU KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMADAKİ UYGULAMADAKİ BAZI GEREKÇELERE BAKTIĞIMIZDA;
Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyelik, mensubiyet veya iltisak yahut bunlarla irtibatın ne şekilde gerçekleşeceği hususunda mevzuatta hiçbir açıklamaya yer verilmemiştir.
Uygulamaya bakıldığında kamu görevlilerinin Bylock kullanımı, üye oldukları sendika, eğitim gördükleri yahut çocuklarını gönderdikleri özel öğretim kurumları, Bank Asya’ya para yatırma, gazete ve dergi abonelikleri, Digitürk aboneliği iptali, daha önce kaldıkları yurt ve evler, 2010 yılındaki KPSS sonuçları, daha önce SGK’lı çalıştıkları firmalar, ankesörlü telefonlardan ardışık aranma, takipsizlik veya beraat kararı verilmiş olsa dahi hakkında silahlı terör örgütüne üyelik, yardım ve yöneticilikten ceza soruşturması yahut kovuşturma açılması, aleyhe tanık beyanları gibi hususların 375 sayılı KHK uyarınca kamu görevinden çıkarma işlemine sebep gösterildiği görülmektedir.
MEMURLUKTAN İHRAÇTA İTİRAZ SÜRESİ VE HUKUKİ USULÜN İŞLEYİŞİ
375 Sayılı KHK’nın Geçici 35. maddesinin geçerliliği 31/07/2022 tarihinde son bulunup ve bu madde uyarınca kamu görevinden çıkarma işlemleri 31/07/2022 tarihinden sonra yapılamayacaktır. Herhangi bir nedenle 375 sayılı KHK’nın Geçici 35/B maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılanlar, işlemin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde bu idari işlemin iptali istemi ile yürütmenin durdurulması talepli olarak idari dava açmalıdır. Kişinin kamu görevine son verecek kadar önemli bir sonuç doğuran bir konuda idarenin verdiği kamu görevinden çıkarılmaya ilişkin işlem, idare mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunarak kamu personeli görevine iade edilir.
375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesine dayanılarak kamu görevinden Bakan oluru ile çıkarılan kişiler en son görev yerlerinin bulunduğu yer idare mahkemesinde hiç zaman kaybetmeden 60 gün içerisinde iptal davası açmalıdırlar.
Bu sebeple böylesi hayati ve önem arz eden bir konuda bu alanında deneyimli avukatlardan hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti alınması oldukça önemlidir.
Gerek bazı ilk derece mahkemeleri olsun gerek istinafta bölge idare mahkemeleri olsun yukarıda detaylıca yazdığımız gerekçelere göre memuriyetten İhraç başvurularına OLUMSUZ KARAR VERİYORSA DA temyiz mercii olarak DANIŞTAY’ın aşağıda paylaştığımız KARARI ve buna benzer pek çok kararında, İLK DERECE VE BÖLGE İDARE Mahkemeleri’nin AKSİ YÖNDE OLUMLU KARARLARI MEVCUT olup İLK DERECE VE BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN DE GÖREVE İADE KARARLARI DA MEVCUTTUR.
D A N I Ş T A Y BEŞİNCİ DAİRESİ E:2021/7730, K: 2022/4892
UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; “… Sanığın Bankasya hesaplarına bakıldığında talimat dönemlerinin öncesinde de açılmış hesabının bulunması ve aynı şekilde talimat dönemlerinden öncesi ve sonrası tarihlerde de hesabında para hareketliliğinin bulunması karşısında, sanığın örgüt liderinin talimatına istinaden Bankasya’nın TMSF’ye devrinin engellenmesi amacıyla para yatırdığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin elde edilemediği, Bankasya’daki hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyetleri kapsamında kabul edilmesi gerektiği …” yolundaki tespitler ile davacının beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının Bank Asya’daki hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri sınırında kaldığı, terör örgütüne müzahir sendikada yöneticilik ve benzeri şekilde aktif bir görev üstlenmeksizin sürdürülen sendika üyeliğinin, salt bu haliyle örgütsel amaçla hareket edildiğini ortaya koyabilecek bir husus olmadığı, herhangi bir somut tespit, tanık beyanı ya da başkaca bir bilgi ve belge ile ortaya konulamadığı sürece salt sendika üyeliğinin FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı olduğu yönünde değerlendirilemeyeceği, Kimse Yok Mu Derneği’ne yapıldığı belirtilen ödemenin mahiyetinin bilinmediği, devamlılığı konusunda dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı, bu ödemenin davacının beyanın aksine olarak ihtiyaç sahiplerine ulaşacağı saiki ile insani duygularla değil de örgüte yardım mahiyetiyle yapıldığına yönelik somut bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, aynı şekilde davacının çocuklarının örgüte müzahir okula gitmesine yönelik davacının beyan ettiği üzere eğitim saikiyle hareket ettiğinin aksine örgütsel amaçla hareket ettiğini ortaya koyabilecek somut bir tespit, tanık beyanı ya da başkaca bir bilgi ve belgenin de dava dosyasında yer almadığı görülmekle birlikte davacı hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kesinleşmiş beraat kararı bulunduğu da dikkate alındığında davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.