Size destek olan kişiyi öldürenden tazminat alma hakkınız var
- 19 Mart 2024
- Yayınlayan: icshukuk
- Kategori: Gayrimenkul
Bir kişi karşı tarafın fail veya kusurlu olduğu bir şekilde öldüğü veya öldürüldüğünde destek olduğu
kişilere tazminat talep alma hakkının oluştuğunu biliyor muydunuz? Kamuoyunda çok da
bilinmeyen bu tür bir vakada maddi ve manevi olarak mağdur olan geride kalanların haklarını
gözetiyor. ‘Allah göstermesin’ fakat bu hukuki mevzuatın aklınızın bir köşesinde olmasında fayda
var. İCS Hukuk, acı kayıptan sonra geride kalanların haklarını derledi:
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI NEDİR ?
Destekten yoksun kalma tazminatı, ölen bir kişinin yaşarken destek verdiği veya destek verme
ihtimalinin olduğu sınırlı sayılan kişilerin destekten yoksun kalma nedeniyle uğradıkları zarar türüdür.
Ölen kişinin ölümüne mutlaka bir kişinin sebebiyet vermesi gerekmektedir. Kişinin kendi kusuru veya
eceli ile ölmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemez. Ölüme sebep olan eylemde
ölen kişinin ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı genel
olarak bir maddi tazminat türü olsa da manevi tazminat ile de beraber açılabilmektedir.
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINI KİMLER AÇABİLİR ?
Destekten yoksun kalma tazminatının açılabilmesinin ilk koşulu ölen kişinin desteğinin
kaybedilmesidir yani ölen kişi ölmeden önce maddi yardım sağlıyor olması gerekmektedir.
1. Ölenden destek alan herkes
Ölenden destek alan herkes destekten yoksun kalma tazminatı davasını açabilir. Akraba şartı
aranmamaktadır. Desteğin düzenli olduğunun kanıtlanması yeterlidir. Örneğin ölenin karşı komşusu
bile olsa ölenin desteğinden düzenli olarak mahrum kaldığını ispatlaması halinde komşusu bile bu
şekilde dava açabilir. Kişinin sağ iken yaptığı desteklerin sürekli ve düzenli olarak devam etmesi
gerekmektedir. Tek bir seferlik destek alan biri ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı
talep edemez. Müteveffadan düzenli ve sürekli bir şekilde destek alan kişi dykt açabilir.
2. Eş, anne ve baba, çocuk
Bu durumdaki kişiler destek aldığının ispatına ihtiyaç duymadan direkt talepte bulunabilirler. Belirli
kişilerin sağ iken birbirlerine destekte bulunduğu hususunda hukuki bir karine mevcuttur. Desteğin
yardımının yalnızca parasal nitelikte bulunması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli olarak yapılan
hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılması için yeterlidir. Kız evladı olan desteğin, anne ve baba
olan davacılara muhtemel yaşamları boyunca para veya hizmet şeklinde destek olacağının kabulü ile
hesaplamanın buna göre yapılması gerekir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre anne-babanın çocuğa,
çocuğun anne-babaya, eşlerin birbirlerine yaşamları boyunca destek verdikleri kabul edildiğinden bu
kişilerin destekten yoksun kalma tazminatı talep ederken ispatlaması gerekmemektedir. Bu karinenin
aksini sadece karşı taraf delillerle ispat edebilmektedir. Aksi bir ispat olmadıkça bu karine geçerli
sayılır.
Nikahsız Birliktelikte Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Talep Edilebilir Mi?
Resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan, makul bir süredir birlikte yaşayan kanuna uygun nikahın
yapılmadığı durumlarda, sağ kalan ölenin destek tazminatını talep edebilir. Emsal Yargıtay kararları,
“Medeni Kanun uyarınca evlilik bağı kurulmasa bile, karı koca gibi birleşen, bu amaç ve duygu ile
yaşamlarını sürdüren kadınlar için bakım yükümlülüğünü yerine getiren erkeğin destek sayılması
gerektiği, doktrinde ve Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında kabul edilmiş bir olgudur.” şeklindedir.
Nikahsız Birliktelikten Doğan Çocuk Tazminat Talep Edebilir Mi?
Nikahsız birliktelikten dünyaya gelen çocuk veya çocuklar da, şartlarının oluşması halinde, tıpkı
nikahlı birliktelikten doğan çocuklar gibi destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI NASIL HESAPLANIR?
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, vefat edenin gelir elde edeceği dönemlerin ve elde
edeceği gelir miktarının belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma
hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel
yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmiş (asker, polis vb. gibi) kişiler dışında 60 yaşın aktif
çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu,
destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu
zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş
içtihatlarındandır.
Dava, cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminatına ilişkin olup mahkemece hesap bilirkişi
raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam
tablosu verilerinin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay
tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından
oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri
ile saptanmakta ise de bu yöntem gerçek maddi zararı yansıtamadığı ve hukuki gerçekliğe ulaşılmakta
zorluk çekilmesinden dolayı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi
Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Başkent Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nin
çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı
özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Günümüzde kullanılan sistem TRH 2010 tablosudur. Bilirkişilik makamı bu tabloyu esas alarak
mütevaffanın gelirini hesaplamalıdır.
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDA ZAMANAŞIMI
Tazminat davası açarken riayet etmeniz gereken süreler vardır. Bu süreleri kaçırdığınız zaman
tazminat davası açma hakkınız son bulur ve hak kaybına uğrarsınız. Destekten yoksun kalma tazminatı
2 yıl içinde ve her halükârda haksız fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır. 2 yıllık süre
ölümün gerçekleşmesinden ve buna sebebiyet vereni öğrenmekle başlar. Üzerinden 10 yıl geçmekle
de son bulur.
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI YARGITAY KARARLARI
“Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine, bir
kısmını da eş, çocukları ile ana ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun
dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı
durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması
gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi
nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda müteveffanın anne ve babasının destek
payı ayrılmadan hesaplama yapıldığı, davalı vekilinin de bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile rapordaki
tüm aleyhe hususlara itiraz ettiği görülmektedir. Müteveffaya ait nüfus kayıtları incelendiğinde,
desteğin anne ve babasının da sağ olduğu anlaşılmakla, bu durumda, mahkemece, bilirkişiden ek
rapor alınarak desteğin anne ve babasının da hayatta olduğu gözetilmek suretiyle yukarıdaki
açıklamalar ışığında davacıların destek payının yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre (davalı
lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek) bir karar verilmesi gerekirken…”
4. Hukuk Dairesi 2021/14799 E. , 2021/4027 K.
“Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen
ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı
gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil,
eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır;
sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve
olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı
sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde
devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır.
Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli
olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu
bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş
sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve
ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.”
17. Hukuk Dairesi 2012/8313 E. , 2013/5164 K.
Destekten yoksun kalma tazminatı, uygulamada en sık karşılaşılan maddi tazminat davası türlerinden
biri olarak ölenin kusur durumu, yaşı, işi, aktif gelir ve pasif gelirinin belirlenmesi, son ücretin
belirlenmesi vb. gibi birçok husus dikkate alınarak hesaplandığından, bu tür davalarda alanında
uzman avukatlar ile beraber hareket edilmelidir.